Üye Bilgileri.size uygun bölümden devam ediniz.sitemizdeki online işlemlerden yararlanabilmek için kayıt olup parolanızla giriş yapmanız gerekmektedir. |
03 Temmuz 2013 ABD Konsolosluğu: “Çok da ucuz değil” TOKİ’nin ABD Büyükelçiliği’ne sattığı AOÇ kaynaklı arazi için tepki gösteren Mimarlar Odası Ankara Şubesini ABD Büyük elçiliği ile görüştü.Görüşme sırasında araziyi alacaklarını tekrarlayan elçilik yetkilileri çok da ucuz olmadığını söyledi. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan ABD Büyükelçiliği ile yaptıkları görüşmeyi bugün yapılan basın toplantısında anlattı. Taleplerini dile getirdiklerini ve AOÇ arazisinden vazgeçmelerini istediklerini belirten Hakkan: “AOÇ arazisine ABD elçiliği yapmaktan vazgeçmelerini noktasındaki talebimize karşılık, Yeşili çok sevdiklerini, AOÇ ürünlerini de çok sevdiklerini ama şuandaki ABD konsolosluğuna sıkıştıklarını, kentin ortasında kaldıklarını belirttiler. Ve AOÇ arazisi için “Çok da ucuz değil “ dediler, öyle acımasızca söylediler ki çok da para vereceklerini dile getirdiler. Daha güvenlikli bir yer istediklerini belirttiler, alanda yapılaşmanın yoğun olduğunu Next Level ve J. W Marriott otel gibi sıkıntılı projelerden bahsettik ve alanın çok güvenlikli olmadığını da kendilerine ilettik. “ ABD’nin bahçesi olacak Hakkan Elçilik yetkililerinin “ göreceksiniz burayı yeşillendireceğiz” sözlerine de tepki göstererek, “yeşillendirecekler ama ABD’nin bahçesi olarak yeşillendirecekler, ABD Büyükelçilik binasının yapılacağı alan 37 bin metrekare bir alan ve burada yapılacak imar planı ile imar rantı ile birlikte 100 bine çıkabilir. Hukuki işlemleri hemen başlatacağız” şeklinde konuştu. Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Candan ise ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarını ve ABD halkını da tepkilerini göstermeye ve yanlarında durmaya çağırdı. Candan: “diyalog yolu ile çözülmesini önemsediğimiz için ABD Büyükelçiliği’ne gittik. Onlar araziden vazgeçmeyeceklerini söyledi biz de vazgeçmeyeceğiz. Israrla toplumsal hassasiyetleri anlattık, arazinin kamusal alan olarak kullanılması gerektiğini söyledik. Sayıştay raporu ortada, bizim için önemli bir dayanaktır. Raporda amacı dışında kullanılan tüm AOÇ arazilerinin devredilmesi isteniyor. Daha önce konsolosluk önüne çelenk bırakma eylemleri yaptığımız için, sadece bize karşı eylem yapıyorsunuz diyerek serzenişte bulundular. AOÇ’nin arazileri için ABD ile gelinen süreç uluslararası arenada mücadelenin yürütülmesine olanak sağlıyor. Tüm ABD’de yaşayan vatandaşlar AOÇ arazisinden vazgeçilmesi konusunda eylemlerimize destek vermeli. Şiddet sadece gazla, copla olmaz. ABD konsolosluğunun AOÇ arazisini almak istemesi bizim üzerimizde bir şiddet oluşturuyor. Toplumun hassasiyetini dikkate alıp vazgeçmeleri gerekirdi. AOÇ arazisi Türkiye halkına Atatürk’ün emanetidir. Biz vazgeçmeyeceğiz. Tüm AOÇ arazileri kamusal alan olarak kullanılmalı.” Dedi. “değeri manevidir” Arazinin satış fiyatının açıklanmasını isteyen Candan, “Hükümetin Elöçilik binaları için yer gösterdiğini hatırlattık, küçümseyerek Çaldağı’nın uygun olmadılığını söylediler. AOÇ arazisinin de hiç ucuz olmadığını söylüyorlar. Bizim için olan değeri maddi değil, manevidir. Ne kadar fiyat teklif edildiğini merak ediyoruz fiyatı açıklasınlar.” Mimarlar Odası Ankara Şube yöneticileri elçilik yetkililerini, Çukurambar’da bulunan araziyi almaları durumunda plan değişikliği yapamayacakları konusunda uyardı. Candan konuyu yargıya taşıyacaklarını ABD elçiliğine hatırlattıklarını belirterek, “AOÇ menşeili araziyi satın aldıklarında , ABD Elçilik binası yapmak amacıyla plan değişiklikleri yaparız , zannediyorsanız yanılıyorsunuz, hukuki işlemleri başlatacağız dediğimizde bize gülümseyerek yanıt verdiler” şeklinde konuştu. Kampus okullar konusuna değinilen toplantıda Oda yöneticileri kampus okullar konusunda tavırlarının net olduğunu vurguladı. Mimarlar Odası Ankara şube yöneticilerinden meslektaşlarına “kendi çocuklarınızı göndermeyeceğiniz okulları yoksul çocuklara yapmayın” çağrısı geldi. Kampus okullar projelerine tepki gösteren Ali Hakkan: “ Meslektaşlarımıza kampus okular konusunda çok önemli görevler düşüyor. Ortada bir hedef var, başka bir niyet var. Mimarlar bu niyete teşne olan bir üretim süreci ile karşı karşıyalar. Onurlu mimarlar, bu işleri yapmamalılar. Mimarlık ve etiği bugünler de tartışmalıyız. Kampus okular için yarışmaya proje paftaları gönderilirken bir mimar arkadaşımız, okulların medreseye çevrildiği, gerici bir niteliğe büründürülen bir anlayışla böyle bir okul yapmayacağını ve projede yer almayacağını yazdığı bir pafta gönderiyor. Meslektaşımızın bu tavrı örnek bir duruştur. Ne idüğü belirsiz medrese benzeri dışarıdan, ünlü bir mimarın yaptığı, modern görünecek bu okulları meslektaşlarımız yapmamalı. Belki içeriğinde kız erkek öğrenciler bile ayrı ayrı eğitim alacaklar. Kampus okullar tehlikeli bir anlayış. ” şeklinde konuştu. “Okul havuzu neden paravanla ayrılıyor?” Candan Kampus okullara karşı olduklarını bir kez daha dile getirerek, “ Kampus okullar, 4+4+4 eğitim sisteminin mekânsal karşılığıdır. Ortaöğretimin kampus okullara taşınması, 10 yaşındaki çocuğunuzun orada ne yaşadığını bilemeyeceğiniz anlamına geliyor. Çocuğunuz, rahatsızlandığında, hastalandığında ulaşamayacaksınız. Kampus okul projesini gördüm, olimpik havuz yapmışlar, ortasında paravan var. Bu paravanın kız ve erkek çocuklarını ayırmak için kullanılması muhtemel. Havuza neden paravan koyarsınız. Çocuk ve Mimarlık çalışmaları yaptığımız için biliyoruz, bazı çalışmalarımızda, sekiz yaşındaki kız ve erkek çocukları oyun oynarken birbirlerinin elini tutmayı reddetti. Çok iyi biliyoruz ki bu projeyi çizen mimarlar, kendi çocuklarını bu okullara göndermeyecekler. Kendi çocuklarını göndermeyecekleri okulları yoksul çocuklar için yapmamalılar. Meslek etiğine sahip çıkmalılar. Okulları çehresini değiştirdiler şimdi de içeriğini değiştirmek istiyorlar. Kentten ve kent yaşamından çocukları koparmak istiyorlar. Bizler kentlerin çocuk cıvıltısıyla anlamlı olduğunu düşünüyoruz. ” dedi Bakanlığın yarışmasına eleştiri paftası Milli Eğitim Bakanlığı’nın tüm Türkiye’de yapmayı planladığı kampus okullarının tam da mimarların önemsediği şekilde yarışma ile elde edildiğini belirten Candan, yarışmanın usullere uygun olmadığını söyledi. Candan: “ Milli Eğitim Bakanlığı havuz sistemi ile yarışmayı gerçekleştiriyorlar, Jüri üyeleri de yarışmacılar da aynı havuzun içinde. Mimarlara davet yolu ile proje tasarlamaları istenmiş bu sebeple de yarışmacıların rumuzla katılması gerekirken, Jüri üyeleri yarışmacıların kimliğini biliyor. Yarışma usulü doğru değil. Bir meslektaşımızın onurlu bir tavırla “okulları medreseye çevirecek ve gerici eğitime yol açacak, bir yapıyı tasarlamayacağını” dile getirdiği, yarışmadan çekildiğini ifade ettiği bir paftayı yarışmaya göndermiş. Tüm paftaların yarışmalarda sergilenmesi gerekiyor. Bu eleştiri paftasını da sergileyecekler mi o da bizim için merak konusu.” ifadelerini kullandı. Mimarları meslek etiğine davet eden oda yöneticileri, “Gezi parkı sırasında, yanımızda gördüğümüz bazı mimarlar, “kampus okul” yapımında AKP’nin yanında ön saftalar.Bu ne perhiz ? Bu ne lahana turşusu? Etik tartışmaları başlatıyoruz” dedi. Hakkan ayrıca Teknik öğretmenlerin, sınav sistemiyle, mimar, mühendis unvanı alabilecekleri düzenlemelere karşı; mimar ve mühendisler olarak, YÖK’ün önünde yarın saat:11.30’da protesto eylemi düzenleyeceklerini söyledi.
Tweetle
Okunma Sayisi : 12399
|
Adres : Konur Sokak 4/3 06420 Yenişehir / Ankara • E-posta : info@mimarlarodasiankara.org Telefon : 0 312 4178665 • Faks : 0 312 4171804 • GSM Santral : 0 533 4777967 |
Son Güncelleme : 10.10.2024 - 08:49:57 Şu an 1 kişi online | Hukuki Şartlar ve Gizlilik Hakları |