Üye Bilgileri.size uygun bölümden devam ediniz.sitemizdeki online işlemlerden yararlanabilmek için kayıt olup parolanızla giriş yapmanız gerekmektedir. |
29 Eylül 2018 Uzmanlar da ODTÜ Rektörü’ne tepki gösterdi Uzmanlar: “Sen kimi kandırıyorsun, ağaçları birlikte sayalım? O zaman 40 dönümü niye verdin?” Yurt yapımı için ODTÜ Ormanı’ndan 40 dönüm arazinin Kredi Yurtlar Kurumu’na 49 yıllığına tahsis edilmesine uzmanlardan da tepki geldi. Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği’nden Orman mühendisi Ahmet Demirtaş, ODTÜ’nün bütünlüğünü parçalayacak, ağaç katliamı amacı taşıyan protokole ve ODTÜ Rektörü’nün açıklamalarına Rektör ‘yurt yapımı için 300 ağaç kesilecek’ diyor. Kavaklık orada sen de oradasın biz de buradayız beraber gidelim sayalım. Hatta 5 dönümlük bir yeri sayalım kaç ağaç çıkacak görelim. Sen kimi kandırıyorsun? Kaldı ki 300 kavak kesilecekse niye 40 dönüm arazi veriyorsun? Bir yerleşkenin içinde üç tane 5 tane yönetsel birim olur mu? Kim sorumlu olacak? Bu kavaklıkta bir sorun olduğu zaman KYK sorumlu olacak demektir. Böyle bir düzenleme böyle bir yönetim anlayışı olmaz” diyerek eleştirdi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Kent İzleme Merkezi Ankara'nın önemli noktalarını tartışmaya açmaya devam ediyor. Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği’nden (KIRÇEV ) Orman Mühendisi Ahmet Demirtaş ve Hakan Bezirci, Mimarlar Odası’nda "ODTÜ Ormanı: Kuruluşu, Bugünü ve Geleceği" başlıklı sunum gerçekleştirdi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen, “Bildiğiniz gibi yeni dönemde ODTÜ’de yapılacak bir Kredi Yurtlar Kurumu ve işletmesinin de KYK’ya ait olacağı şekilde, 49 yıllığına bir arazinin tahsisi söz konusu. Bu konuda düzenlediğimiz toplantılar ve basın açıklamasıyla konuyu gündeme taşıdık. Bu süreçte Orman Yasası ile beraber ormanlarımız önemli bir noktada ve anayasal korunan alanlar iken, SİT alanı ilan edilmesi ile ormanların yapılaşmaya açılabilir hale gelmesini tartışır olduk. Dolayısıyla Ankara’daki kıymetli yeşil alanlarımızdan olan ODTÜ Ormanı’nın bu süreçle birlikte kuruluşunu ve bugününü bir kez daha hatırlayalım geleceğine dair nasıl koruyabilirizi konuşalım istedik” dedi. Ağaçları birlikte sayalım Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunlarını Araştırma Derneği’nden Orman Mühendisi Ahmet Demirtaş, ODTÜ’nün imzaladığı protokol ile 40 dönüm arazisinin 49 yıllığına yurt yapımı için KYK’ye vermesine ilişkin tepkisini şöyle dile getirdi: “6831 sayılı Orman Yasası’nda ormandan bir yeri verecekseniz protokol yapılır yapılmaz diye bir şey yok sadece ilgili maddeler var. İlgili maddelere göre birileri başvurur. Ormanın bütünlüğü ve ekosistemin yapısı değerlendirilir uygundur ya da uygun değildir denilir. Örneğin İki kişi arasında protokol yapmış diğerini öldüreceğiz diye geçerli olabilir mi böyle bir şey. Hangi yasaya göre ne yetkin var sen kimsin?. Şimdi yine o protokol alışkanlığı sürmüş 40 dekar büyüklüğündeki bir kavaklık, kredi yurtlar kurumu müdürlüğüne yurt yapılmak üzere verileceği belirtilmiş. Biz o kavaklık denilen yerde bir inceleme gezisi yaptık. 600 metrekarelik iki alan aldık orada ağaç türlerini ve ağaçların yapısal özelliklerini ortaya çıkardık. 1200 metrelik alanda yaklaşık 100 kavak sayıldı. Ayrıca mahlep, dişbudak, ahlat, geyikdikeni, kuşburnu, berberis gibi türler var. Ama ODTÜ rektörü orayı sadece kavaklık olarak görüyor. 1200 metrelik alanda yaklaşık 100 ağaç yetişiyor siz 40 dönüm verirseniz yaklaşık 4000 civarında ağaç olur. Hayır diyor rektör yurt yapımı için 300 ağaç kesilecek. Kavaklık orada sen de oradasın biz de buradayız beraber gidelim sayalım. Hatta 5 dönümlük bir yeri sayalım kaç ağaç çıkacak görelim kimi kandırıyorsun. Kaldı ki 300 kavak kesilecekse niye 40 dönüm veriyorsun. Bir yerleşkenin içinde üç tane 5 tane yönetsel birim olur mu? Kim sorumlu olacak? Bu kavaklıkta bir sorun olduğu zaman KYK sorumlu olacak demektir. Böyle bir düzenleme ve bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız.” ODTÜ ormanını Ankara hatta tüm Türkiye sahiplenmelidir Sunumunda kavaklık alanın büyüklüğünü ifade eden fotoğraflarda gösteren Demirtaş, “Böyle giderse artık ODTÜ’de dil de bozuluyor kültür de bozuluyor. ODTÜ varlıklarına sahip çıkma temel bir görev olmaktan çıkıyor. ODTÜ ormanın önemini ve yararını bilerek sahip çıkmadıktan sonra ODTÜ ormanını ve arazisini korumak mümkün değil. Bence bu yapılan işlemlerin hepsinin amacı ODTÜ’nün bütünlüğünü bozmak için yapılıyor. ODTÜ bütünlüğünü bozmak üzere yeni yollar, hastane, okul ve cami girişimleri olabilir. Şehir hastanesine belki de Konya yoluna yeni bir yol için yapmak için girişimde bulunabilirler. Yine Konya yolundan Sinpaş’a yol yapmak isteyebilirler. ODTÜ artık baş edemiyoruz deyince de cirit atarlar. Onun için ODTÜ ormanının talanına bilinçli bir sahiplenmeyle karşı çıkılmalı. Ormana ilişkin bilgileri ulaştırmak için yayınlar yapılabilir. Bu yayınlar öğrencilere personele ve tüm Ankara halkına aktarılabilir. ODTÜ Ankara’nın hatta Türkiye’nin ormanıdır. Türkiye’de yarı kurak bölgelerde başarıyla ortaya çıkarılmış orman yapısıdır. Bunu paramparça edersek bir asırlık emeklerimiz çöpe atılmış olabilir. Ankara halkının da görmesi ve ziyaret etmesi sağlanmalıdır. ODTÜ ormanın bazı bölümleri planlı bir şekilde ve gözetim altında halkın kullanımına açılabilir. Ankara halkının yararlanması ve ücretsiz taşınması olanakları sunulmadır. Ormanın toplumsallaşması dediğim süreç , Ankara halkının ODTÜ’yü sahiplenmesinde önem taşıyor” diye konuştu. Kimlere verildiği belli olmayan ODTÜ orman arazileri var Demirtaş, ODTÜ ormanının bugüne kadar nasıl talan edildiğini ise şöyle açıkladı: “Rektörlük açıklamasına göre bugüne değin 112 hektar alanın başka amaçlarla başka kişilere verildiği belirtiliyor. 112 hektarın kendisine 24 hektarı yol. Bir 10 hektar Malazgirt Bulvarı’na birazı da TED Üniversitesi’ne verildi diyelim. Kimlere verildiği belli olmayan ODTÜ orman arazileri var. Ormanın gerisi kime verildi. Rektör birde ‘Benden önce 112 hektar verilmiş oda hiç sesini çıkarmadı’ diyerek Mimarlar Odası Ankara Şubesi’ni suçluyor. Bir rektör ortadaki yanlışı, kendini ve diğerlerini aklamak için böyle yazabiliyor. ODTÜ talanın da Malazgirt Bulvarı başlangıçtı. Geçen sene Ağustos ayında yapılan protokol de tehlikeli olan yerin altında tünel yapılması. Daha başlanmadı şu tantanalar bitsin o yola başlayacaklar orada tünel falan yapılır mı mümkün değil.” ODTÜ rektörü görev ve yetkilerini bilmezden geliyor Demirtaş sözlerine şöyle devam etti: “ ODTÜ ormanı üçe ayrılıyor. Birinci ODTÜ ormanı, ODTÜ yerleşkesinin Ahlatlıbel’e kadar olan ki bölümüdür. Konya yoluna kadar olan sınır. İkincisi Konya Yolu ile Dikmen-Oran semti arasındaki sıkışmış olan böyle uzunca bir kesim. Bir tarafta Oran Yolu’nu Konya Yolu’na bağlayan yol sınır öbür tarafta da kuzeyde Dikmen sırtları, Orası da ODTÜ 2 ormanı. Üçüncü orman ise Eymir Gölü’nü odak olarak kabul edersek, onun çevresinde kalan kısımdır. Üç ayrı orman kadastro çalışmalı yapılmış resmi gazetede yayınlanarak resmileşmiş. 1. ODTÜ Ormanı 2 bin 77 küsur hektar. 2. ODTÜ Ormanı 62 bin hektar. Üçüncü ODTÜ Ormanı da 1 milyon 88 hektar. ODTÜ Ormanı 2002 yılında Resmi Gazete’de yayınlanıp orman alanı olarak kesinleşince adı tüzel kişiliğe haiz amme müesselerine ait özel orman olarak geçer. Türkiye’de anayasanın 169 maddesi ‘Devlet ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir. Bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz’ der. Burada devlet ormanı ve özel orman ayrımı yoktur. Bütün ormanların gözetimi devlete aittir. ODTÜ Ormanı bugün hukuksal olarak ‘orman sayılan yerler içinde olmak üzere SİT statüsü öne çıkarılarak çeşitli kullanımlara açılmıştır. ODTÜ arazisinin bazı yerlerini diyorlar ki illa buraları biz SİT yapalım. . 1.derece ya da 3. Derece SİT olup olmayacağına Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğünün İl Müdürlüğü’nün oluşturduğu komisyonlar tarafından alınıyor. Bu komisyonlarda ormancı, ziraatçı peyzaj mimarı gibi doğayla birinci derece ilgilenen meslek alanlarından kişiler bulunmuyor. Ağacı görse tanımıyor ama karar alıyor.” Türkiye’de artık SİT bir koruma statüsü değil Orman sınırları daraltılamaz ve imar planları yapılamaz Demirtaş, “Türkiye’de artık SİT bir koruma statüsü değil. Yasalar arkadan dolanılarak SİT’e göre işlem yapılıyor. ODTÜ’de olduğu gibi SİT derecesi düşürülüyor. Ormanın sahibi olan ODTÜ rektörlüğü 6831 yasaya göre görev ve yetkilerini bilmiyor ya da bilmezden geliyor. Orman Genel Müdürlüğü görevlerini ve yetkilerini bildiği halde muhtemelen görmezden geliyor” diyerek şunları kaydetti: ODTÜ Ormanı’nın içinde bir yer SİT’miş. SİT’te de bir imar planı yapılmış. Orada da yol geçiyormuş imar planına göre onunu için karara itiraz ettik ama bizi dinlemediler diyorlar. Türkiye’de hukuksal orman sayılan bir yerde imar planı yapılamaz. Dolandırırsın yeri SİT ilan edersin imar planı yaparsın, tabiat parkı dersin imar planı yaparsın orman genel müdürlüğü asli görevini görmezden gelir. 6831 yasaya ve anayasanın 169. ve 170. Maddesine göre orman sınırları daraltılamaz imar planları yapılamaz Sit kararının hiçbir geçerliliği yok.” 2004,2011, 2015 yılları orman görüntülerini de gösteren Demirtaş, ODTÜ orman ağaç türleri ve ODTÜ Ormanı’nda yaşanan orman yangınlarına ilişkin de bilgi verdi. Malazgirt Bulvarı yolunda neden yasaya aykırı yaptın demedi Demirtaş sözlerine şöyle devam etti: “Yasaların arkasından dolanıp ormanların talan edilmesiyle 2017 yılındaki ODTÜ yol yapımıyla ayyuka çıktı. Şehir hastanesi için yola ihtiyaç onun için yol yapacağız. Şehir hastanesi yolsuz bir yere yol yapacağız diyerek ormanı katlediyorsunuz. Orman Genel Müdürlüğü ve ODTÜ Rektörü hayır biz, ben buna izin vermiyorum deseydi bu yol yapılamazdı. Biraz önce sözünü ettiğim yol 4800 metre uzunluğu 38 metre genişliğinde Büyükşehir Belediyesi’ne yol yaptıracağım diye protokol yapmış ve iki tarafta imzalamış 18 hektar 182 dönüm yapıyor. ODTÜ rektörü 24 hektar yer verdim karşılığında 36 hektar aldım verdim diyor. Protokole uygun olsaydı 18 hektar vermesi gerekiyordu. 38 metre genişliğinde yola açacağım diyen belediye 100 metre genişliğinde yol açtı. Yasaya aykırı yaptın dediğini duydunuz mu? Bunun fazlasını isterim dediğini duydunuz mu? ODTÜ rektörü ya yetkisini bilmiyor ya da bilmezden geliyor. Kırsal çevre olarak biz suç duyurusunda bulunduk. Bu soruşturmamız sonrasında YÖK ODTÜ rektörlüğü hakkında suç duyurusu başlatmış soruşturmanın sonucunu bana böyle bildirdiler. Diyor ki rektör bir olay çıkmadan bu işi halletti. Ayrıca çevre şehircilik bakanlığına da başvurmuş ama başvurusunu kabul etmemişler hadi ODTÜ rektörlüğü hukuku bilmeyebilir müfettişler bilmez mi? 38 metrelik protokol var elinde beraber ölçebiliriz yol duruyor. Uydudan bir arkadaşımız ölçü 40 hektar genişliği ise 90-100 metre civarında fazla açtın diye belediyeye başvuru var mı? Oda yok öbür taraftan ODTÜ rektörü Çevre şehircilik Bakanlığı’na SİT kararı olarak buradan yol yapmayın diye başvurmuş ya burası orman yapamazsınız desene, yok. Müfettişler de ODTÜ Rektörünü nasıl aklarız nasıl bütün insanları salak yerine koryarız demiş böyle bir soruşturma olmaz.” Demirtaş, son olarak ODTÜ Ormanı’na ilişkin tabelaya ise şöyle değindi: “Çoğunuzun görmediği Atatürk Ormanı olarak ta bilinen ODTÜ Ormanı’na ilişkin iki cm kalınlığında yapılmış üzerinde ‘Atatürk Ormanı” Bu orman zamanın devlet başkanı sayın Cemal Gürsel’in yakın ilgi ve direktifleri ile Orman Bakanlığı, Türkiye Ormancılar Cemiyeti ve Orta Doğu Üniversitesi’nin ortak çalışmalarıyla kurulmuştur. Deneme Çalışmaları Başlangıcı: Ekim 1958. Kuruluş çalışmaları başlangıcı Kasım 1960. Ağaçlandırılan saha 15000 dekar’ yazılı mermer tabela bulunuyor ve bu tabela zarar görmüş. KIRÇEV olarak ODTÜ rektörlüğüne bu tabelayı yenilemeyi teklif ettik. ODTÜ Rektörlüğü’nden hale yanıt almış değiliz. Kendileri önce yerini bilmiyorlardı bir tık yenilemişler.” Kurdaş 15 milyon fidan diktirdi Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunlarını Araştırma Derneği üyelerinden Hakan Bezirci, ODTÜ Ormanı’nın kuruluşunu anlatarak, şunları söyledi: “Öğrenciliğimi de geçirdiğim ODTÜ ormanının, ODTÜ’nün kuruluşu arasından tarihsel olarak çok büyük bir zaman farkı yok. ODTÜ eğitime 1956 yılında başlıyor ama henüz üniversite değil. 1957 yılında daha sonra kuruluş hazırlık yasası çıkıyor. 1959 yılında da tüzel kişilik kazandığı yasa çıkarılıyor ve hemen ağaçlandırma planlama işine giriliyor. Bir ormanın oluşmasında planlama çok önemli. Eğitime başlandığı yıl Türkiye Ormancılar Derneği Genel Kurulu’nda ODTÜ Ormanı’nın kuruluş amaçları belirleniyor. Kuruluş amaçları ‘Atatürk’ün arzusuna da uygun Başkent halkının mesire ve dinlenme ihtiyacının karşılanması, Eymir ve Mogan gölleri su toplama havzasında erozyonu durdurma ve Ankara’ya sel baskınını önlemek, ODTÜ için tatbikat ormanı yetiştirmek ve Orta Anadolu’daki ağaçlandırmalar için yöntem tespiti, bozkır karakterini değiştirmek, Başkent’e girişi güzelleştirmek ve hava kirliliğini önlemek amaçları’ belirleniyor.” Yıllara göre ağaçlandırma miktarları ve ağaçlandırma çalışmaları hakkında bilgi veren Bezirci, “ Büyük hacimli işlerde 1960 yılında Eymir fidanlığında 375 bin adet fidan , 1961 yılında (Eskişehir Yolu’nda ve Eymir’de olmak üzere iki fidanlık tesisi, göl yöresinde teraslama ve 650 dönümde erozyon kontrolü, 500 dönümde 50 bin adet fidan dikimi gibi ilk sonuçlar alınıyor. Daha sonrasında Kemal Kurdaş devri başlıyor. 1960-1961 arası rektörlük mekanizması Turhan Feyzioğlu ile başlıyor ama o çok kalmıyor birkaç ay sonra Seha Meray geliyor. Oda 6 ay gidiyor geliyor bir düzene oturmuyor. Kemal Kurdaş’ın 20 Kasım 1961’de rektör olarak masaya oturmasına kadar tam bir sahiplenme oluyor. Kurdaş 3 Aralık’ta barakalardan bando eşliğinde ODTÜ arazisine yürüterek ilk ağaçlandırma şenliği yapıyor.35 bin fidanı aynı gün dikiyorlar. Sadece ODTÜ’lüler değil. Bu ormanın bir adı Atatürk Ormanı tabiki daha sonra özel orman statüsüne giriyor. Orman Genel Müdürlüğü milyonlarca fidan veriyor TSK destek veriyor. Kurdaş’ın kışın günde fidan ortalaması 30 bin ya da 40 bin tohum veya fidan.1969’a kadar rektörlük yapıyor. Toplam 15 milyon fidan diktiriyor” diye konuştu. 500’den fazla bitki türü bulunuyor Bezirci, “ODTÜ Ormanı, İç Anadolu’da böyle başarılı bir örnek olması, doğru türlerin seçimi, uzun yıllardır devam eden imece usulü yoğun bir ağaçlandırma etkinliği, kamu yönetiminin mesleki olarak zorunlu çalışmaların dışında üniversitenin tüm mensuplarıyla bu işe sahip çıkması, AOÇ’nin yitirildiğini düşündüğümüzde kentin halen en geniş ve tek ormanı, ekolojik ve insan yapısı koşullarda yok olma tehlikesi altındaki bitki ve hayvan türlerinin korunması için doğal bir çevre, kent insanına temiz hava koridoru, güneş ışınlarını soğuran ve sıcaklığın daha çok artmasını engelleyen bir toprak parçası ve estetik güzellik özellikleriyle çok önem teşkil ediyor. İçinde bundan 20 yıl önce Ankara kentinde bin 115 bitki türü tespit edilirken, ODTÜ yerleşkesinin tüm alanında 500’den fazla bitki türü (11 tanesi ülkemize özgü/endemik) tespit edilmiş, ODTÜ Kuş Gözlem Topluluğu ise 2013 yılında 23 tür memeli, 9 tür sürüngen,126 tür kelebek 226 tür kuşa barınak olduğunu belirliyor” diyerek sonlandırdı. TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Basın Birimi
Tweetle
Okunma Sayisi : 3692
|
Adres : Konur Sokak 4/3 06420 Yenişehir / Ankara • E-posta : info@mimarlarodasiankara.org Telefon : 0 312 4178665 • Faks : 0 312 4171804 • GSM Santral : 0 533 4777967 |
Son Güncelleme : 04.12.2024 - 15:24:59 Şu an 1 kişi online | Hukuki Şartlar ve Gizlilik Hakları |