Üye Bilgileri.size uygun bölümden devam ediniz.sitemizdeki online işlemlerden yararlanabilmek için kayıt olup parolanızla giriş yapmanız gerekmektedir. |
ÖLÜMLERİ DAHA NE KADAR SEYREDECEĞİZ 24 Şubat 2012 Adana‘da Baraj Kapağı Patladı 10 işçi öldü 11 Mart 2012 Esenyurt‘ta Çadır Yangınında 11 işçi hayatını kaybetti 2 Nisan 2012 Eskişehir‘de Madende Göçük 4 İşçi Öldü 3 Nisan 2012 Erzurum‘da TEDAŞ İşçileri Suda Boğuldu 5 İşçi Öldü 5 Nisan 2012 Tuzlada Patlama 2 İşçi Öldü 10 Nisan 2012 Elazığ‘da Fırtına Çadırları savurdu 6 işçi öldü 15 Mayıs 2012 Giresun‘da göçük sonucu 4 işçi hayatını kaybetti İşçiler, beşer, beşer, onar onar hayatını kaybediyor. 2008 yılında, bir yılda iş kazası sonucu ölüm 865 iken, 2011 de 1.600 oldu, Devlet, vatandaşların "yaşama hakkı"nı, korumak zorunda, ancak; yetkililer işyerlerindeki ölümleri sadece seyrediyor. Hükümet, her zaman iş kazalarına farklı nedenler gösterirken, son dönemlerde kazaların nedeninin ülkemizde ayrı bir iş sağlığı güvenliği kanunu olmamasına bağladı. Yıllardır çekmecede bekletilen yasa tasarısı Mart ayı içerisinde TBMM‘ye gönderildi, tasarı şimdi komisyon, komisyon gezmekte. Kazaların tek nedeni İş Sağlığı ve Güvenliğine ilişkin ayrı bir yasanın olmaması biçimindeki yaklaşım doğru değildir. İş kazalarının nedeni, ayrı bir yasanın olmaması değildir. Ayrı bir yasa kazaları kendiliğinden önlemeyecektir. Kazaların asıl nedenleri, iş güvenliğini sağlayacak teşkilat yoksunluğu, iş sağlığı güvenliği kültürü, işverenlerin iş sağlığı ve güvenliğine yaklaşımı, denetimdeki yetersizliklerdir. Sendikasızlığın, taşeronlaşmanın yaygınlaşmasının geçerli bir politika olarak benimsenmeye devam edildiği durumda iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin söylenecek sözler yaşamda karşılığını bulamayacaktır. Mademki, Hükümet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, yasanın iş kazalarını önlemede önemli bir araç olduğunu belirtmektedir, tasarı neden 70 gündür komisyonlarda bekletilmektedir. İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması esas olarak işverenin görevidir, Devlet ‘de çalışma yaşamını denetler, ancak tasarının mantığında iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, iş güvenliği uzmanlarına bırakılmıştır. Halen işyerlerinin ancak %3 ü denetlenmektedir. Yasa kazaları önlemede tek başına yeterli değildir, eğer yasa kazaların önlenmesinde bir araç olarak belirtiliyorsa, hele hele yürürlük tarihi 2 yıl- 3 yıl geriye bırakılan bir yasa kazaları hiçbir şekilde önlemeyecektir. Mademki, Hükümet dikkatleri yasanın yokluğuna çekiyor, öyleyse, tasarı artık komisyonlarda bekletilmemeli, TBMM gündemine getirilmelidir ve aşağıda belirtilen hususlar dikkate alınmalıdır. 1.İş Sağlığı Güvenliğinin ayrı bir yasa olarak ele alınması iş kazalarını meslek hastalıklarını önlemeyecektir. Sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalı, taşeronlaşma yasaklanmalıdır. 2.Yıllardır, defalarca iş, sağlığı güvenliği yasa tasarısı hazırlanmıştır. Tasarılar hakkında TMMOB, TTB ve Sendikalar sürekli olarak görüş sundu. Ancak bu görüşler tasarıya yansımadı. TMMOB, TTB ve sendikaların görüşleri yasaya yansıtılmalıdır 3. Tasarı ile iş güvenliği uzmanlığı ve işyeri hekimliği hizmetlerinin işçi sayısı kaç olursa olsun tüm işyerlerine ulaştırılacağı iddia edilirken 1-9 arasında işçi çalıştırılan işyerleri alan için uygulamaya 2-3 yıl sonra başlanacaktır. Oysa iş kazalarının yarıdan fazlası 1-9 işçi çalıştırılan işyerlerinde meydana gelmektedir. Yürürlük maddesi yasanın yayımı tarihine çekilmelidir. 4. .İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması işverenin görevi olduğu gerçeğinden hareketle, "ihmal" vb. kavramlarla, iş güvenliği uzmanlarını, işyeri hekimlerini sorumlu tutmak hukuka uygun olmayacaktır. 5.Ağır ve Tehlikeli İş Kavramı, Ağır ve Tehlikeli İşlerde Çalışma Yaşı, Ağır ve Tehlikeli İşlerin bazılarında kadınların çalıştırılamamasına ilişkin yasağın kaldırılması, işletme belgesi alınmasına ilişkin hükmün kaldırılması başta olmak üzere iş kanununda yer birçok yükümlülüğün ortadan kaldırılmasından vazgeçilmelidir. 6. . Ulusal İş Sağlığı Güvenliği Konseyi demokratik bir yapıda ele alınmalı, konseyde çalışanların temsilcileri ağırlıklı olmalı, konsey idari ve mali açıdan özerk olmalıdır. 7.İş sağlığı güvenliği işverenin önlem alma borcunun bir gereği olarak ele alınmasının yanında kamu hizmetinin gereği olarak da düşünülmeli ve piyasalaştırma, kar alanı olarak görülme mantığından vazgeçilmelidir. Saygılarımla,
TMMOB Ankara İKK Sekreteri
Tweetle
Okunma Sayisi : 4238
|
Adres : Konur Sokak 4/3 06420 Yenişehir / Ankara • E-posta : info@mimarlarodasiankara.org Telefon : 0 312 4178665 • Faks : 0 312 4171804 • GSM Santral : 0 533 4777967 |
Son Güncelleme : 25.10.2024 - 12:08:17 Şu an 1 kişi online | Hukuki Şartlar ve Gizlilik Hakları |