Üye Bilgileri.size uygun bölümden devam ediniz.sitemizdeki online işlemlerden yararlanabilmek için kayıt olup parolanızla giriş yapmanız gerekmektedir. |
04 Şubat 2022 Demokrasi İçin Mimarlar Platformu (DİMP)
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi 47. Dönem Olağan Genel Kurulu 19 Şubat 2022 tarihinde TBB Litai Konukevi Konferans Salonun’da, seçimler ise 20 Şubat 2022 tarihinde Mimar Kemal İlköğretim Okulu’nda yapılacaktır. Şube Genel Kurul'una giderken, Seçimlere hazırlanan gruplar için Mimarlar Odası Ankara Şube olanaklarını kullanabilmeleri için 46. Dönem Yönetim Kurulu'muz Yönetim Kurulu'nun 29.11.2021 tarih ve 94 sayılı toplantı kararı ile seçime katılacak tüm gruplara ilgili tarihlerde başvuru yapıldığı takdirde demokratik yaklaşım ile çeşitli olanaklar sağlanmaktadır. Söz konusu olanakların duyuruları elektronik posta ve web sayfamız aracılığı ile yapılmıştır. Bu kapsamda Demokrasi için Mimarlar Platformu grubunun hazırlamış olduğu manifesto aşağıda yer almaktadır. Bilgilerinize sunarız. Saygılarımızla, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi 46. Dönem Yönetim Kurulu
Asıl Üyeler: Tezcan Karakuş Candan, Ünal Kara, Nihal Evirgen, Muteber Osmanpaşaoğlu, Tuğba Arslan, Ece Yoltay, Özgür Bayramoğlu Yedek Üyeler: Işıl Esen, Zeynep Diken, Songül Üzgün, Onur Lami Yalman, Ali Atakan H.Ayşen Bayazıt Teleri, Mustafa Hasdoğan,
MİMARLIK UMUTSUZLUĞUN ÜSTESİNDEN GELMEKTİR. UMUDU PROJELENDİRMEKTİR. Van Gogh’un, Rhone Nehri kıyısındaki Place Lamartine’de Paul Gauguin ile birlikte yaşadığı sarı evden çıkıp kısa bir yürüyüş sonrasında resmettiği “Rhone Üzerinde Yıldızlı Gece” tablosu, sanatçının akıl hastanesine yatmadan önce ortaya koyduğu umuda dair eseriydi. Gustav Klimt, Paul Klee, Pablo Picasso, Joan Miro ve birçok ressam karanlığın ortasında umuda dair yaptıkları eserlerle çağlarından bugüne uzanan bir sonsuzluğu inşa ettiler. İlham kaynağı oldular. Küçük Prens, Küçük Kara Balık, Martı, Şeker Portakalı, Zorba, Momo gibi pek çok roman, umut veren, yüreğimizin derinliklerdeki azmi açığa çıkartan kitaplar olarak hayatımızdaki yerini koruyor. Kolektif bilincimizin tınıları olarak birlikte söylediğimiz şarkılar, marşlar, zorbalığın karşısında vicdanın senfonisini oluşturdu. İnsanlık tarihi, renklerin, müziğin, edebiyatın ve başka sanat dallarının yarattığı değerlerle umutsuzluğun üstesinden gelen direnci büyüttü. Bu dirençle Mimarlar Odası Ankara Şubesi, “Saltanata Son” yaratıcı eylemlilikleriyle, kent mücadelesinde büyük cepheyi örgütleyen renklerin birlikteliği Başkent Dayanışması ile hiç pes etmeyen Atatürk Orman Çiftliği ve Kaçak Saray mücadelesi ile karanlığın ortasında ışık, sessizliğin ortasında ses oldu. Bu dirence yaslanarak ışıkla, renkle, sesle, akılla örülen geleceğe akan hikayemizin harcıdır UMUT. Neoliberalizm insanlığın harcını çürüttü. Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik ticarileşti. Kentsel yaşam, yabancılaşma ve tüketim kültürü üzerine şekillendi. Vahşi kentleşmenin doğa üzerindeki sonucu yıkım, şehirlerde ise pandemi oldu. Kapitalizmin azgın kar hırsı, sermaye birikimini doğanın ve emeğin sömürüsü üzerinden sağlamaya devam ediyor; sağlık sektörü ve aşı piyasası üzerinden kendini yeniden üretiyor. İktidar pandemi sürecini yönetemedi; insanları sevdiklerinden koparan ölümün soğukluğu, sayıların kayıtsızlığı ile ifade edildi. Hayat eve sığmadı, hayat kente sığmadı: Soluksuz kaldık. Evlerimize kapandık; yaşamlarımızı, kentlerimizi, mimarlık pratiklerimizi sorgulayıp, halk sağlığı temelli yaşam mekânları oluşturmak için yeni bir yol, yeni bir iletişim dili aradık. Alıştık; korkularımızı aştık, aşılandık. Fiziksel mesafelerle de olsa kamusal alanlarda BİR ARAYA GELİŞİMİZİN ADIYDI UMUT. Sorunlar büyüdü, işsizlik arttı, eğitim online araçlarla yeni bir düzleme geçti, meslek alanımızla bağlantılı sektörler iflas etti. Mimarlar işsiz, mimarlar kamu kadrolarına atanamıyor, mimarlar rant organizasyonlarına, adrese teslim ihalelere isyan ediyor. Rantın çarkları işlerken, çarkın dişlilerine dönüşenlere karşı mimarlar öfkeli; tıpkı diğer meslek grupları gibi. Çalışma ortamlarımız değişti, çevrimiçi aktiviteler, dijital ekranlar, duygusuz karşılaşmalar, suskunluk, takmak zorunda kaldığımız maskeler, her yeri çevreleyen sahte yüzler hepimizi bunalttı. İnsanlık zorlu bir süreçten geçerken, sessizlik sokaklarda kol gezerken, baskı her şeyi teslim almaya hazırlanırken, karanlığı yırtan Boğaziçi Üniversitesi’nin amansız direnişi oldu. Karanlık gecede nehre yansıyan yıldızların parıltısıyla aydınlığa selam duran Van Gogh tablosundaki isyanının rengiydi UMUT. Toplumsal aklımızın yok sayıldığı, sanatçıların, aydınların, gazetecilerin, meslek örgütü yöneticilerinin, her alanda söz söyleyenlerin lal edilmeye, baskı altına alınmaya çalışıldığı bir dönemden geçerken, “Avcı” şiirinin dizeleriydi UMUT. Kent düşleri ile düş kurduğumuz projelerdi UMUT. Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nün restore edilmesi, Ulucanlar Cezaevi’nin müzeye dönüşmesi, Ankara’nın 23.5 yılını heba eden, tescilli kültür varlığı İller Bankası binasının yıkıntıları üzerinde poz veren Belediye Başkanı’na metal yorgunluğu teşhisini koydurttuğumuz sürecin kendisi ve yargılanacağı gün iddianame olarak kullanılacak AnKARA raporu yazmaktı UMUT. Dünyada ve Türkiye’de kadın hareketi büyürken, “İstanbul sözleşmesi yaşatır” demekti UMUT. Çocuklarla geleceği yeniden şekillendireceğimiz çocuk ve mimarlık çalışmaları, gençlerle kurduğumuz bağ ve mesleğe ömür verenlerle kucaklaştığımız buluşmalardı Umut. Hastaneleri, sivil mimarlık eserleri, eğitim yapıları, kamu yapıları ile Cumhuriyetin kültürel varlıklarının korunması ve envanteriydi UMUT. Atatürk Orman Çiftliği’nde kazanılan bir dava, meşruluğunu sağlayamayan Kaçak Saray, Saraçoğlu Mahallesi’nde Paul Bonatz’ın torunlarının 2641 kilometre uzaktan verdiği vekalet, çürüyen Togo İkiz Kuleleri, yapılamayan ODTÜ yolu, yıkılamayan 100.Yıl Çarşısı, Ankara Kalesi’nden kaldırılan zabıta noktası, Kurtuluş Parkı’nda çınarın altında yan yana duruşumuzun fotoğrafı, Anıtkabir’den kaldırılan kiosklar, Kıbrıs Vadisi’nde, Güdül’de, Beypazarı’nda, Çayırhan’da, Ayaş’ta köylülerle birlikte doğamıza sahip çıkmak, meslek alanlarımızı gasp etmek isteyenlere, mimarlığın içi, dışı olmaz demekti UMUT. Kız Meslek Lisesi’nin yıkımına karşı Zonguldak’ta, Bartın’da yan yana duranlar, Amasra Termik santraline karşı verilen büyük dayanışma, Kırşehir’de mühürlenen TÜRGEV’e devredilen yurt inşaatı, Nevşehir’de UNESCO Dünya Mirasının korunmasında sesimiz, kulağımız, sözümüz olanlar, Sivas’ta geleceğe taşınacak Gökpınar Gölü, Karadeniz Ereğli’de sahiline sahip çıkma kararlılığı, Tunceli’de Sütlüce Köylülerinin 55 bin ağaç kesilmesine karşı direnişi, orman yangınlarında dayanışması ve Kastamonu’da sel felaketlerinde dağları aşan yardımlar, Erzincan’da yapılaşmaya açılan askeri alana karşı halkla verilen dayanışma, Hacıbektaş’ta Karaburç Köylüleri ile birlikte iptal ettirdiğimiz maden ruhsatı, Kırıkkale’de, Çorum’da, Yozgat’ta, Düzce’de, Çaycuma’da, Bolu’da çoğalan sesimiz ve dahi Karadeniz’de Fındıklı’da taş üstüne taş koyulan iz bıraktığımız mektepler, Hekimhan’da yeniden işlevlendirilen Demir Çelik Tesisleri, Türkiye’nin her köşesinden gelen, “iyi ki varsınız” diyen mesajlar, yılın son emekli maaşını Atatürk Orman Çiftliği mücadelesine bağışlayanlar, bir köy kahvesinde toplanıp bize direnç ve dayanışma mektubu yazan Mordoğanlılar, Anadolu’nun her yerinden, dünyanın her köşesinden, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin varlığıyla onurlananların sesi, sözü, varlığıydı UMUT… Kent mücadelesinde maruz bırakıldığımız onca baskıya, soruşturmalara, sürgünlere, işten atılmalara karşı hep bir ağızdan “Susturulacak bir örgüt değiliz” diyen; “Mimarlar Odası Ankara Şubesi tek başına bir örgüt değildir. O, Anadolu’dur. İki üç kişiyi hedef alarak susturulabilecek bir örgütlülük hiç değildir. O, yüzlercesidir, binlercesidir.” diye yükselen temsilciliklerimizin sesi, her şeye rağmen insanlığa selam duran vicdanların, dayanışma içerisinde olanların varlığıydı UMUT. Renklerin harmonisinde, müziğin senfonisinde, gecenin en karanlık zamanında gün doğumuna ramak kalmışken milyonlarca yıldızın yan yana gelişiyle karanlığa isyana durmak ve gündoğumu ile nefes almaktır UMUT. İşte tamda şimdiki zamanlarda, kolektif yarattıklarımızı hatırlamak, onlara tutunmak, yapabileceğimize inanmak, cesur olmak ve umutsuzluğun üstesinden gelmek, umudu projelendirmektir MİMARLIK. Demokrasi İçin Mimarlar Platformu, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin 47. Döneminde, umutsuzluğun üstesinden gelecek enerjisiyle, iktidarın 20 yıllık kentsel politikalarına karşı geliştirdiği yaratıcı deneyimlerle, hızlı hareket eden, gündem yaratan, toplumda karşılığı olan pratikleri ile aydınlık bir gelecek, laik, demokratik bir ülke, cumhuriyet değerleriyle gönenmiş, barış içerisinde bir coğrafya için büyüyen örgütlenmesi ile Cumhuriyetin ve başkentin 100.yılında geleceği örgütlemeye adaydır. Demokrasi İçin Mimarlar Platformu, başkentin ve temsilcilik coğrafyamızın mimarlarını, Cumhuriyetin 100.yılında bitmeyen hikayemizi yazmaya devam etmek, Cumhuriyeti yeniden imar etme umudumuzu çoğaltmak, demokrasi ve barışın çok sesli müziğinin ülkenin her bir metrekaresinde yankılanmasına katkı vermek üzere,
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin 19 Şubat 2022 tarihinde TBB Litai Konukevi’nde gerçekleşecek 47.Dönem Olağan Genel Kurulu’na katılmaya 20 Şubat 2022 tarihinde Yüksel Caddesi Mimar Kemal Ortaokulu’nda Demokrasi İçin Mimarlar Platformu Adaylarını (Mavi Liste) 47.Dönem mücadelesine taşımaya, oy vermeye davet ediyor.
DEMOKRASİ İÇİN MİMARLAR PLATFORMU |
Adres : Konur Sokak 4/3 06420 Yenişehir / Ankara • E-posta : info@mimarlarodasiankara.org Telefon : 0 312 4178665 • Faks : 0 312 4171804 • GSM Santral : 0 533 4777967 |
Son Güncelleme : 04.12.2023 - 12:19:09 Şu an 1 kişi online | Hukuki Şartlar ve Gizlilik Hakları |
![]() ![]() ![]() |